Büyük Taaruz Öncesi Durum

Büyük taarruz öncesi, Sakarya Meydan Muharebesi zaferinin ardından TBMM hükumeti her anlamda ağırlığını pekiştirmiş oldu. Yunanlılara karşı alınacak bir yenilgi ile Sovyet destekli bir Enver Paşa harekatına yönelik emareler vardı. Mustafa Kemal Paşa’nın muhalifleri de Enver Paşa taraftarıydılar. Zafer sonucunda Mustafa Kemal Paşa’nın önderliği daha da kabul görmeye başladı. Misak-ı Milli’nin gerçekleştirilebilmesi için bir barış mücadelesi verildi. 1 yıl süren bu mücadele sürecinde Yunanlılar işgali daha fazla sürdüremeyeceklerini, TBMM Hükumetin’in gün geçtikçe artan güç ve morali ise İtilaf devletlerinde büyük taarruz öncesi, kazananın Türkler olacağına yönelik bir fikir çatlağı yaratıyordu.

Sürecin belirsizliği iki taraf açısından sinir bozucu bir hal almaktaydı. Durum karşısında soğukkanlılığını koruyan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, zaferi kazanacak stratejiyi araştırıyordu. Bir taraftan da barış görüşmeleri devam ediyordu. Bu süreçte yürütülen barış görüşmeleri çeşitli diplomatik mecralarda İstanbul Hükumeti tarafından da sekteye uğratıldı.

Büyük Taarruz Öncesi Sinir Harbi

İtilaf Devletlerinin Mart sonunda yaptığı barış önerisi ile üç aylık barış yapılıp gerektiğinde uzatılacaktı. Bu durumda askeri kuvvetler sabit tutulacak ve denetimi İtilaf Devletlerinde olacaktı. TBMM bu koşulları reddetti ve dört ay içinde Yunanlıların Anadoluyu boşaltması şartını sundular. Sonrasında TBMM’ye Sevr’i esas alan bir barış planı daha sunuldu. TBMM Misak-ı Milli’ye aykırı bu koşulları reddetti.

Yunanlıların belirsizliğe karşı planı büyük taarruz öncesi İstanbul’un işgaline ortak olarak Türkler cephesinde bir yılgınlık yaratmaktı, fakat Fransa ve İtalya bunu reddetti. 30 Temmuz tarihinde Yunanlılar İzmir’de ‘İonia’ devletini ilan ettiler. Ankara, İstanbul Hükumeti ve İtilaf devletleri durumu protesto ile etti.

Temmuz sonunda Fethi (Okyar) Paris’te temaslarda bulunarak barış görüşmesi yapmaya çalışsa da bir karşılık bulamadı. Vahdettin ise bu sırada “Ankara’nın kabul etmeyeceği şartlarla barış yapmaya hazır” olduklarını belirterek barış görüşmelerine açık arttırma usulü katıyordu. Daha sonra ise Yunanlıların Anadoluyu boşaltırlarsa, Anadolu’daki hareketin sönümleneceğini iddia ederek boşaltılan yerlerin İstanbul Hükumetine bırakılmasını talep etmiştir.

Büyük Taarruz Öncesi ‘nde Mustafa Kemal’e Başkomutanlık Verilmesi

Ortadaki sessizlik durumu ise TBMM’de de sinirlerin gerilmesine neden olmuştu. Mustafa Kemal Paşa’nın gizlilik içinde yürütülen büyük taarruz öncesi planlarından habersizlerdi. Başkomutanlık yetkilerinin ‘diktatörlük’ için kullanılacağını düşünüyorlar ve bu nedenle de 5 Mayıs’ta başkomutanlık yetkilerinin azaltılması yönünde oy birliğine varıyorlardı. Bir sonraki gün meclise gelen Mustafa Kemal Paşa, “Bırakmadım, bırakamam ve bırakmayacağım” demiş, meclis başkomutanlık yetkilerini tekrar kendisine vermiştir.

TBMM Hükumeti ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, bu koşullar altında savaşa gidiyordu. Kurmayları ve Mustafa Kemal Paşa bu vaziyet dahilinde Büyük Taarruz Stratejisi üzerinde çalışıyorlardı.


Kaynaklar:

Sina Akşin – Kısa Türkiye Tarihi

Yorum yazabilirsiniz