Bilgidea

Ölümünün 80. Yıldönümünde Atatürk Hakkında Bilinmeyenler

Mustafa Kemal Atatürk

Atatürk, 80 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Bizler de Bilgidea ekibi olarak Atatürk’ün 80. ölüm yıl dönümü anısına O’nun hakkında bilinmeyenleri hazırladık. Onu saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.

1. I. Dünya Savaşı sonlarına doğru derhal barış yapılması gerektiğini söylemektedir. 14 Ekim’de padişaha sunulmak üzere hazırladığı telgrafta şunları belirtir:

“Düşman her gün daha müsait ve ezici şartlar kazanmaktadır. Müttefiklerimizle, olmadığı takdirde kendi başımıza ve derhal sulhu kararlaştırmak lazımdır. Bunun için kaybedilecek bir an dahi kalmamıştır. Aksi takdirde memleketin bütünüyle elden çıkması ve devletimizin giderilmesi kabil olmayan tehlikelere maruz kalması ihtimal dışı degildir.”

2. Kuru fasulye ile pilav severdi, rakıyı leblebiyle içerdi. Atatürk’ün hizmetinde 12 yıl çalışan Cemal Granda onun yemek zevkini şu şekilde tarif eder:

“Boğazına düşkün olmayan Atatürk, çoğu kez yoğurt, ayran, bir dilim ekmek yerdi. Kurufasulye, pilav ve gül reçelini severdi. Akşam sofrasında rakıyı tuzlu leblebiyle içer, konuklar gittikten sonra mutfağa inip ahçı Recep Ustanın ocakta hazır tuttuğu kurufasulye ve pilavdan iştahla yerdi. Sofrada soğan, sarmısak, sucuk, pastırma gibi kokulu yiyecekler bulundurulmamasma dikkat ederdi. Beyaz peyniri bile, midede ekşime yapar diye istemezdi.”

Atatürk’ün en sevdiği yemekler kuru fasulye ve pilavdı.

3. Yine Cemal Granda’nın belirttiğine göre, çok keyifli olduğu zamanlarda Arapça bir kelime olan “Faddal” kelimesini kullanırmış. Bu kelime oturunuz ya da buyrunuz anlamına gelirmiş.

4. Atatürk sabahları erken kalkmaz, geceleri çok geç, çoğunlukla şafak sökerken yattığı için, gündüz saat on bir, on ikiye doğru kalkar, zile basarmış. Hemen bir fincan kahveyle o günkü gazeteleri okur, kahveyi orta şekerli içermiş.

Atatürk gazete okurken.

5. Sofrasında çoğu zaman entelektüel konular görüşülürdü. Sofraya seçilecek alanında uzman kişileri Atatürk kendisi seçerdi. Kimi zaman sonradan sofraya çağırılanlar dahi oluyordu. Selanik’te askerken, işleri bittiğinde yazsa Beyaz Kule bahçesi, kışsa Yonyo birahanesinde arkadaşlarıyla toplanır ciddi meseleler üzerinde konuşurlarmış. Bu sohbetlerde son söz genelde Atatürk’e ait olurmuş.

Beyaz Kule / Selanik Fotoğraf: transferthessaloniki.eu

6. Doğumundan ölümüne kadar ismi sürekli değişikliğe uğramıştır. Fakat en son, Kemal kelimesinin kökünün Arapça’dan geldiği belirtilmesi üzerine son adı Kâmâl Atatürk olarak değişmiştir.

Atatürk’ün ölmeden önceki son ismi Kâmâl olarak kalmıştır.

7. Atatürk’ün çeşitli imzaları vardır. Bu imzalardaki değişikliklerin nedeni Mustafa olan ismine sonradan Kemal’in eklenmesi; Atatürk soyadını alması ve Gazi unvanını alması. Mustafa, imzayı çok uzattığı için M. olarak kısaltılmış, daha sonradan Gazi ve Atatürk’ün eklenmesi nedenleri ile ise imzada kimi ifadeleri kullanmamıştır.

Atatürk’e ait imzalar

 

8. Kendisi için kullanılan Ata ifadesinden hiç hoşnut olmamış. Konuyla ilgili olarak bir gün Şükrü Kaya’ya “Benim adım Ata değil, Atatürk’tür. Bazı gazeteler neden böyle yazarlar?” demiştir.

9. Hizmetçilerine çok bağlıdır. Onlara zaman zaman “reisicumhurluktan çekilirsem bile birbirimizi bırakmayalım” demiştir.

10. Cumhuriyet’in ilanından sonra bıyıklarını kesmiş ve ölene kadar bir daha bıyık bırakmamıştır.

Atatürk Cumhuriyet’in ilanından sonra bıyıklarını bir daha bırakmamak üzere bırakmıştır.

11. Ertugrul yatı bir gün Karadeniz’de sert bir dalgada batma tehlikesi geçirir. Atatürk’ün hastalığı da ilerlediği için hükumet ona bir yat hediye etmek ister. Savarona yatını 1931 yılında Amerikalı bir kadın Almanlara 5 milyon liraya dünyanın en büyük yatı olarak yaptırır. Kadıncağız eşini kaybedip, ABD yat için yüksek vergi isteyince yatı satılığa çıkarır. Almanlar yata talip olur fakat Türk komisyoncular kadına yatı Atatürk’ün kullanacağını söyleyince, Amerikalıların Atatürk’ü karşı sevgisi sonucu yatı 1 milyon 200 bin dolara satın aldılar. Hitler’in istediği yat böylece Atatürk’e kısmet olmuştur.

Savarona Yatı Fotoğraf: Vikipedi

12. Celal Şengör’e göre Büyük Taarruz Stratejisi‘nin işlemesi için taarruz öncesi Ankara’da büyük bir çay partisi vereceği söylentisini yayarak düşman hattında beklenti durumunu kaldırır.

Büyük Taarruz Stratejisi başarı öyküsünü okumak için tıklayıınız.